HAYAL ÜLKESİ’NİN TEMELİNDE DE LİYAKAT

Haydi, küçük bir hayal oyunu oynayalım, Bir ülke düşünelim, Anne babalar, Öğretmenler, Müdürler, amirler, İl yöneticileri, Bakanlar ve ülke yöneticileri var, Bu bir hayal ülkesi olsa da 'Alice Harikalar Diyar'ındaki”  (...

Haydi, küçük bir hayal oyunu oynayalım,

Bir ülke düşünelim,

Anne babalar,

Öğretmenler,

Müdürler, amirler,

İl yöneticileri,

Bakanlar ve ülke yöneticileri var,

Bu bir hayal ülkesi olsa da “Alice Harikalar Diyar’ındaki”  ( Lewis Carroll kitabı) gibi bir hayal ülkesi değil; bildiğin, Kandıra, Şırnak, Osmaniye, Domaniç’in de olduğu gibi, Türkiye gibi bir ülke.

Bu ülkede,

Ebeveynler, tam bu görev için yaratılmış, çocuklarını her türlü dünya düzenine göre dizayn ederek yetiştiriyorlar, onları her türlü tehlikelerden koruyorlar ve geleceğe güvenle bakan nesiller yetiştirmek için, varlarını yoklarını ortaya koyuyorlar. En güzelinden ve en organiğinden üretilen ürünlerle beslenip, çocuklarının da o şekilde beslenmesi için çaba sarf ediyorlar.  Mükemmel bir anne ve baba profili.

Hayal ülkesi olsa da ihtiyaçlar yok değil, haliyle;

Anne ve babadan en az biri çalışıyor ve çalıştığı yerdeki işini severek ve de isteyerek yapıyor. Olumlu iş hayatı sayesinde çalıştığı kurumun gelişmesinin kendi gelişmesi olduğu ve haliyle ülke gelişimi olduğunu bir diretme veya yönlendirme olmaksızın idrak edebiliyor.

Eğitim çağına gelen çocukları için eğitim imkânı arasında rekabetçi kurumların tuzakları ile boğuşmak gibi bir zorunluluğun pençesinde heba olmadan, sosyal haklarından biri olan “doğru ve kaliteli eğitim” hakkından ücretsiz faydalanıyorlar.

Nasıl oluyor bu kaliteli ve doğru eğitim?

Kendi düşüncelerini nesillere dayatmadan,  genç dimağları şahsi yönlerine yönlendirmeden, araştırıp doğruyu bulmanın da en büyük zenginlik olduğunu öğreten, sevgi dolu öğretmenlerle ve onları o şekilde olmaları için destekleyen yöneticileri sayesinde oluyor.

Hayal neticede,

Muhteşem altyapı hizmetleri, eksiksiz toplu yaşam ihtiyaçlarının karşılanması, gelişen dünya düzenine ayak uyduran şehircilik anlayışı, insanıyla, hayvanıyla, bitkisi-doğasıyla,

Tertemiz, engelsiz, sağlıklı ve sürekli…

Hayal de olsa, siyaset de lazım bu ülkeye,

İlgili bakanlıklar her daim olması muhtemel olumsuzluklar için önlemler arıyor, buluyor, geliştiriyor ve projelendirip hayata dâhil ediyor, ülke yöneticileri de en asgaride yukardaki hayal mahsulü yazılanların olmasının imkânlarını oluşturuyorlar.

Sel, gelir ağam, deprem, gider paşam…

Ülke zengin, her yıl tatil yapabiliyorsun, güvenlik derdin yok, trafikte sinir stres olmuyor, kazalardan sebeple ölmüyorsun. Doğruysa herkesin doğrusu, yanlışsa herkesin yanlışı, gelir dengesi oturmuş, yük dengesi oturmuş, toplu iletişim araçlarından sadece sanatsal programlar ve topluma olumlu enerji veren program yayınları yapılıyor.

“Üç tarafı denizlerle çevrili ve her daim dört mevsim yaşanır” da yazarak hayali biraz bizdenleştireyim yoksa maazallah millet, bu hayal ülkesini aramaktan gerçeklerle mücadeleyi bırakıp, bir de bu pandemi zamanı sol sol hareketler yapacaklar.

……………………………………………………….

Hayal ülkesi kalsın kaldığı yerde, biraz da gerçekler;

Çünkü biz bu şekilde gidersek, yazılanlar hayalden öteye gidemeyecek.

Dikkat çekmek istediğim konunun temeli aslında, liyakat sahibi olmak,

Ne alaka değil mi?

Bakalım bir parça da olsa doğru mu yakalamışız.

Gündelik hayatta ve iş hayatında yapmamız gerekenlerde samimi, kararlı olmamız elbette çok önemli ama gerçekten o işin yapıcısı biz mi olmalıyız? Bu ara dillerimizde çok dolaşan liyakat sahibi miyiz, yani layık, yeterli, uygun kişi miyiz? Veya seçtiğimiz, görevlendirdiğimiz kişiler, Seçtiğimiz, onayladığımız kişiler…

Bizler, bir topluluğun parçalarıyız, bireysel olarak kendimize ve yakın çevremize karşı sorumluluklarımız olduğu gibi toplumsal yaşantıya da etki edecek gelişmelere karşı sorumluluklarımız var.

Öyle ki ülke yönetmek gibi derdi olmayan veya yönetimleri ile “kitleye etkileri” daha uzun vadede sonuçlarını belli edecek bizler gibi bireylerin sorumluluk ihlalleri veya ifa etmekteki yanlışlarının,  genele sonuçları ve etkileri, siyasilerimizin sorumluluklarının etki hızı ile kıyaslanamaz bile.

Örnekleyecek olursak, Karadeniz’de doğalgaz arama çalışmasını ben başlatmadım veya Doğu Akdeniz ile ilgili politik tutumlarımızı ben belirlemiyorum.

Onlar onların işi bizim işlerimiz belli,

Bunu biliyoruz ve demeliyiz ki, biz elimizin ulaştığı yerleri düzeltirsek, evvela biz düzgün kalırız, karşımıza da düzgün olaylar, düzgün kişiler çıkar, çıkmazsa da düzelir, düzelmezse de barınamaz zaten. ( neticede hayal bu yazının ruhunda var)

Elimizin ulaşabileceği bir yer, iş hayatı;

Hep duyarız, yeteneksiz personellerle çalışmak istemek bir intihar değil midir?

Öyleyse,

Neden iş hayatında yeteneksiz personelleri diretme ile çalıştırırız, kalıpçı kalıp yapsın, elektrikçi elektrik tesisatı, garson garsonluk,  mühendis niye sinsi hesaplar güdülerek bankaya genel müdür yapılır ki?  İlgili uzmanlığının işini yapsın.

Yahu bu işin okulunu okuyan bu işte uzmanlaşan nice ekonomist varken, makine mühendisinin hata payı milimetre olduğu için bir bankaya genel müdür mü yapılır?!

El insaf.

Veya

Fabrikada üretim tecrübesi olmayan bir idareciyi üretim müdürlüğü boş diye üretimin başına getirmek, üretimde devamlılığı nasıl koruyabilir,  üretim maliyetlerini nasıl düşürebilir, o yönetici işe hâkim olana kadar geçen sürede oluşacak üretim kayıpları, düşük üretimler, problem çözmede yetersizlik.

İşe hakim alt kadrolardaki başlayan panik, enerji ve motivasyon düşüklüğü.

Çözüm ortaklarında huzursuzluk haliyle orada da kayıplar ve yeni maliyetler, istihdam azaltmaları v.b.

İster çok büyük isterse daha mütevazı her kurumda bu ve bunlar gibi örnekler o kadar fazlayken “kendi çerçevelerimizde” liyakat gerçeğine sırt dönmüşken, hangi duruşumuz karşısında başkalarının liyakatini sorguluyoruz.

Evvela liyakati sorgulamada liyakat sahibi olmalıyız,

……………………………………………………………………

Yazıya özellikle ebeveynden başladım, en küçük topluluğun yöneticisi olan, sonra çocuğu yöneten öğretmen, öğretmeni yöneten müdürler, iş yerinde işi ve iş ilişkilerini yöneten amirler, şehir yöneticileri, kanun koyucular, bakanlar, ülke yöneticileri. Bu sıralamada “adalet” ile ilgili, “hukuk” ile ilgili bir şey yazacak nokta da bulamadım ki onu da ekleyeyim, niye mi ?

Hayal Ülkesinde hukuk yoksa adalet yoksa niye hayal ülkesi ki?

Sağlık Çalışanlarımıza Minnettarız,

Her türlü soru ve görüşleriniz için

[email protected] ve [email protected] mail adreslerimden bana ulaşabilirsiniz.

Maske, Mesafe ve özellikle el hijyen bu aralar daha da önemli.

Sağlıklı günler, iyi hafta sonları dilerim.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Erkan Karataş - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Denge Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Denge hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Denge editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Denge değil haberi geçen ajanstır.

04

MİSAFİR OLABİLMEK - Bu konuda örnek verebilmenizi çok isterdim. Limaş tan Safii ye geçişi engelenen sizinde telfon ettiğiniz o olay tam bir örnek . Liyakata değil sadakata önem veren toplumlar ilerliyemez. üretemez. üretenlere köle olurlar. ! acı ama gerçek bu. ! bunun içindir ki kendi coğrafyasında radikal gösterişli idare isteyenler batırdıkları sistemi terk edip liyakatla yönetilenlere sığınırlar. Çok özel bir konuyu gündeme aldığınız için teşekürler.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 06 Eylül 10:19
03

Ersoy Kandemir - Hayallerimiz elbette olacak ,benim en büyük hayalim ülkemizdeki liyakatsizleri görmeyecek bir sistem geliştirmek,mesela Afrika’nın yağmur düşmeyen bir bölgesinden bir büyük alan alıp,devletimize zarar verenleri bu kampa bir yıllığına yollayıp memleketimizin kıymetini anlamlarını sağlamak,bu alanın girişine de büyük bir tabela yaptırıp üzerine benim sırıtan fotoğrafımın yanına büyük harflerle”MKK’ya hoşgeldiniz”yazmak.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 06 Eylül 10:19
02

İstanbullu Türkçe Öğretmeni - Anlamlı yazınız için bir öğretmen olarak önce teşekkür, sonra tebrik ederim. Herkesin mesajını aldığı kıymetli bir paylaşım olmuş. Bir pazar günü üzerinde düşünmeye değer. Saygılarımla...

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 06 Eylül 10:19
01

Erkan Karataş - Örnek vererek sadece konuyu kişiselleştirmis olurdum ve suçun yükünü hafifletirdim. Hangisi masum ki ?!

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 06 Eylül 10:19


Anket Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Seçiminde Kime Oy Verirsiniz?
Tüm anketler