Liderlik ve Siyasi Partiler

Dr. Vural Şahbenderoğlu yazdı...

Liderlikle ilgili olarak birçok tanım yapmak mümkün. Konu siyasi partiler olunca liderlik için yapılan “Ortak bir amaca doğru grubun davranışlarını yönlendirmek için bireyin yapmış olduğu davranışların tümüdür” tanımının uygun bir tanım olduğunu düşündüm.

Socrates liderlerde bulunması gereken nitelikleri tanımlayan ilk kişi olsa da öğrencisi Ksenofon ideal bir yöneticinin niteliklerini ılımlılık, adalet, akıllılık, yumuşak başlılık, soğukkanlılık, düşüncelilik, insanlık, sempati, yardımseverlik, cesaret, yüce gönüllülük, bonkörlük ve nezaket olarak listelemiştir.

Plato’nun en iyi öğrencisi Aristo ise liderlik için adalet, ılımlılık, sağgörü ve dayanıklılık olmak üzere dört özellik ileri sürmüştür.

Liderlik ve kişilik birbiriyle ilişkili ve ilintili iki kavramdır. Kişilerin verimlilikleri, beceri ve yetenekleri, yaptıkları işe verdikleri önem birbirinden farklıdır. Bireyler aynı amaca yönelseler bile farklı yolları seçebilirler. Dolayısıyla bireyin sahip olduğu kişilik tipi, onun algılama ve çevresindekileri yorumlama şeklini etkiler ve bunun bir sonucu olarak da değişik faaliyetlerde gösterdiği performansı ve seviyesi değişir.

Bir de sıklıkla kullanılan “karizmatik lider” kavramı vardır ki, bu kavramı kullananlar ne amaçla kullanırlar ya da kullandıkları kişiler için ne anlam ifade eder farkında mıdırlar bilmiyorum. Max Weber karizma kelimesini, “makam otoritesine dayanmayan etki veya izleyenlerin liderde olağan dışı niteliklerin bulunduğu düşüncesine sahip olmaları” şeklinde ifade etmiştir.

Karizma, resmi otoritenin etkisini kaybettiği ciddi krizlerde ve geleneksel değer ve düşüncelerin kaybedilmeye başlandığı ortamlarda filizlenir. Karizmatik liderler daha çok örgütlerin geçiş dönemlerinde ve stresli olduğu durumlarda ortaya çıkarlar. “Ben kalpleri kırarak değil, kalpleri kazanarak hükmetmek isterim” sözünün sahibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk karizmatik lider tanımlaması için en güzel örnektir.

Siyasi partileri genel başkanları için genel olarak “lider” tanımlaması yapılır. Oysa parti tüzüğüne göre siyasi partinin genel başkanı olarak seçilmiş olmak o kişiyi hemen lider yapmaz. Yukarıda sayılan en azından Aristo’nun lider için belirlediği dört özelliği taşımanın yanında kendine güven, yüksek riske girme, kişisel gücü kullanma, toplumsal geleneklere uymayan stratejileri kullanma, durumu net bir şekilde değerlendirme ve uç noktalardaki görüşleri lider olup olmadığının göstergesidir.

CHP geçtiğimiz günlerde Parti Kurultayı’nı toplayarak yeni genel başkanını belirledi. Kurultay sürecinde ve sonrasında CHP’nin yeni Genel Başkanı öncesine göre daha fazla toplum önüne çıkmaya başladı ve dolayısıyla da daha fazla toplumun yakın takip alanına girdi. İlk grup konuşmasında kendinden önceki Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na gösterdiği vefa duygusu ve grup toplantısına katılanların ayakta alkışlamaları, Kılıçdaroğlu’na hak ettiği sevginin ve saygının gösterilmesi yanında, CHP liderliği yolunda kendisi için de önemli bir tavırdır.

Özel, Kurultay sürecinde ve sonrasında ortaya koyduğu performansı ile CHP’nin lideri olma konusunda önemli mesafe almaya başladı. Ancak, yaklaşmakta olan yerel seçimlerde adayları belirleme tavrı ve süreci yönetme performansı ile yerel seçimlerde elde edeceği başarı Özel’in liderlik yolundaki sınavı için önemli bir dönüm noktası olacaktır. Kendilerini ispat etmiş Belediye Başkanlarıyla yola devam etmek istediği yönündeki açıklamaları, toplum nezdinde kabul görmüş ve memnuniyetle karşılanmıştır. Hizmetleriyle takdir edilmiş kişilere oy vermiş seçmenleri arkasına ve desteğini alma anlamına gelen bu hareketi önemli ve yerinde bir hamledir. Hiç şüphe yok ki bu hamlenin seçim sonuçlarına önemli etkisi olacaktır.

Son olarak birkaç satır da Meral Akşener için yazmak gerekirse: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, seçimlere çok kısa bir süre kalmışken masayı terk edip, üç gün sonra masaya tekrar dönmesiyle başlayan kaybetme süreci, “yerel seçimlere 81 ilde tek başımıza gireceğiz” söylemiyle hızlanmıştır. İki büyük ilin belediye başkanlarına Cumhurbaşkanlığı makamını layık gören Akşener’in söz konusu bu açıklamaları toplumda kaybettirmeye yönelik hamle olarak algı yaratmakla birlikte tam bir paradoksal durumdur ve seçmen nezdinde samimiyet testine tabi tutulmuştur. Parti nezdinde ise art arda istifaları beraberinde getirmiş ve İYİ Parti kamuoyu nezdinde tartışılmaya başlanmıştır. Bu tartışmalar nerede durur ve nasıl sonuçlanır kestirmek zor olsa da İYİ Parti’yi ve Genel Başkanı Akşener’i sevimli günlerin beklemediği kesindir.

Sağlıklı günler dilerim değerli okurlarım.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Vural Şahbenderoğlu - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Denge Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Denge hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Denge editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Denge değil haberi geçen ajanstır.

03

Hatice Şahbenderoğlu - Ne güzel tespitler. Kalemine sağlık

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 24 Kasım 17:10
02

Zülfikar Sayın - Nitelikli yorumlarınız için çok teşekkürler sayın hocam.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 21 Kasım 23:05
01

Hatice - Çok teşekkür ederiz bu güzel yazınız için ?

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Kasım 22:16


Anket Bu Pazar Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi olsa hangi partiye oyunuzu verirsiniz?
Tüm anketler